TDOF CLAN FORUMU
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TDOF CLAN FORUMU

TDOF CLAN JKA
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Adventure Series of Qwwria

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Qwwrian
Forum Member
Forum Member
Qwwrian


Saber : Staff
Mesaj Sayısı : 4
Nerden : İstanbul

Adventure Series of Qwwria Empty
MesajKonu: Adventure Series of Qwwria   Adventure Series of Qwwria Icon_minitimeSalı Mayıs 04, 2010 10:11 pm

Bölüm -1
Qww Zalimleri - Cruels of Qww

O, küçük bir Kel Dordu. Ailesinin kim olduğuna dair hiç bir fikri olmayan, küçük bir Kel Dor. Anne ve babasının beş dakikalık zevk meselesi yüzünden ortaya çıkmış, istenmeyen küçük bir Kel Dordu. O, henüz kundaktayken, annesi tarafından gizlice çöplerin arasına atılmış talihsiz bir bebekti. Şans o ki, birisi kundaktaki bebeği görüp, talihsiz yavruya kendi emelleri amacı ile sahip çıktı. Ona şöyle bir baktı ve kölesi yapabileceğini düşünerek, "Adın ne senin ufaklık? Hmm sana Qwwria ismini koyacağım. Gözlerin bir gezegen gibi parlıyor. Qwwria diye bir gezegen yok ama, ütopyadan kim ölmüş değil mi? he he minik yavrucak seni." dedi. Bebek ise öylece bakıyordu yabancıya. Gizemli adam onu sığınağı olan dar bir sokağa götürdü. Sokak loş ve çöp kokusundan geçilmiyordu. Bu da dikkat çektirmeden gizli bir sığınak yapıyordu burayı. Bebeği kaldırarak arkadaşlarına takdim etti. " Ey! Cruels of Qww! ", yavruyu göstererek, " bu bebek! bizim için bir armağandır! Ne kötü aileler var bu şehirde! Böylesine tatlı bir bebeği dünyaya getiripte kuytulara köşelere çöp atar gibi atmalarının karşılığını, CANLARIYLA ödemeliler! " diye inledi. Arkadaşları ise eşlik ederek, liderlerine onay vererek çocuğu aralarında görmekten onur duyacaklarını bildirdiler.

Qwwria, Cruels of Qww çetesinin elinde bir savaşçı gibi büyüdü, o daracık sokağı her şey olarak kullanabiliyorlardı. İster yatak, ister talimhane, isterse yemek masası... Qwwria ise tahtadan bir kılıcı seçmiş ve eğitilmeye başlamıştı. Mükemmel bir kılıç ustası vardı ama yüzünü göstermekten çekinen bir lider, ne kadar kılıç bilgisi verebilirdi ki? Qwwria, liderlerinin yüzünü bir kez olsun göremedi, içindeki bu merak her geçen gün büyüyordu. Gizemli adamın ismini dahi bilmiyordu. Çetenin diğer üyeleri de Gizemli adamın ismini anamıyorlardı. Qwwria, isminin anılmamasından korkuyordu. Bu adam korkunç biri olabilirdi ama en nihayetinde onu babası olarak görüyordu. Babası tarafından özel talim alıyordu. O kadar hızlı sallıyordu ki sopayı, bazen Qwwria görmekte zorlanıyordu. Çeteden bir grup insan kendi aralarında, " Lidere bak yahu. Adamın kollarından sonrası görünmüyor. O kadar hızlı ki? " gibisinden laflar dönüyordu. Qwwria babasının bir çok hareketini görebiliyordu. Hatta ona o kadar alışmıştı ki, önceden nerelere savuracağını tespit edebilir hale gelmişti.Tek sorunu vardı! Eğitimlerde hep öfkesine yenik düşüyordu Qwwria, bilinçsiz bir şekilde elindeki sopayı, rakibi hariç her yere savuruyordu. Eğitmeni ise bu durumun farkına çoktan varmıştı ve onu "Ha Ha! Gel buraya küçük PİÇ!" gibi cümleler haykırarak daha da kızdırıyordu. Bilinçsizce saldıran Qwwria'nın ise gözleri kandan başka bir şey görmek istemiyordu. Ama her vuruşu eğitmeni tarafından savuşturuluyordu. Qwwria sinirinden çıldıracak kadar oluyordu ama eğitmeni ona hiç acımadan savuşturuyordu. Yaptığı her hata da vücuduna bir iki vuruşu ihmal de etmiyordu. Bu eğitimler böyle devam etti. Aylar, Mevsimler, Yıllar geçti ve Qwwria bir gün...

Bölüm -2
İlk Cinayet - First Blood

Uzanmış olduğu çöp dolu varilin yanındaki gazete kağıtlarının içinden, erkenden uyandı. Daha günün doğmasına 1 saat vardı. Hava hala karanlıktı. Hafifçe gözlerini kırpıştırırken; bir takım sesler duydu, sesin geldiği yere baktı. Bir kaç ayyaş kafayı bulmuş bir şekilde savrula savrula yürümeye çalışıyorlardı. Qwwria hemen tahtadan sopasın büyük bir çeviklikle kaptığı gibi gizlice adamları izlemeye koyuldu. Niyeti sarhoşları dövüp, gasp etmekti. Sarhoşların sesleri her saniye daha da yakından geliyordu. Gizlice çöp bidonlarının arkasından göz attı, üç kişi olduklarını gördü, üçüde birbirinden sarhoş bir şekilde şuursuzca birbirlerine bakıp aptal aptal gülüyorlardı. Olan bitenden habersiz evlerine gitmeye çalışan üç Kel Dor hala gereksiz ve saçma kahkahalarla savrularak yürüyorlardı... Geldiklerini duyan Qwwria ise, seri hareketlerle kendince bir plan hazırladı ve saklandı. Planı, tam ayyaşlar geçerken arkalarından çıkıp, elindeki tahta ile kafalarına vurup bayılttıktan sonra, ceplerini yoklayıp adamları caddeye atmaktı. Beklemeye başladı. Ayyaşların sesleri gittikçe daha da artıyordu fakat; bir türlü gelemiyorlardı. Hatta içlerinden birisi duvara doğru ilerledi ve arkadaşlarına seslendi " hey bekleyin az. küçük bir işim çıkıverdi Meh hehehe..! ". Fermuarını açıp duvara doğru işemeye başladı. Şırıl şırıl sesler çıkıyordu, diğer arkadaşları ise onun organı hakkında ileri geri konuşuyorlardı. Morali bozulan Kel Dor, dönüp üzerlerine işemeye başladı. Qwwria ise sabırsızlanmaya başlamıştı.. Gözlerini kapatıp içinden sayıyordu her defasında bir, iki, bir, iki... Kel Dor işini bitirdikten sonra fermuarını kapatıp arkadaşlarının yanına koşmaya çalıştı. Yetiştikten sonra tekrar kahkahalara boğuldular. Bir kaç kötü espirinin ardından yürümeye devam ettiler. Artık Qwwria iyice kendinden geçiyordu. " Hadi artık gelsinler! " diyordu içinden. Dinlemeye devam ediyordu. Artık ayak sesleri yükselmişti ve Qwwria içinden tekrar saymaya başladı:
Bir...
İki...
Ü!..
Üç diyemeden bir çığlık koptu, gözlerini açıp baktığında tam olması gerektikleri yerde bir kol vardı. Yukarı doğru kaldırınca kafasını turuncu bir ışık gördü. O kadar hızlı dönüyordu ki, Takip etmek mümkün değildi. Ama refleksleri sayesinde zar zor izleyebiliyordu. Birden içi elektriklendi ve turuncu ışığın büyüsüne kapılıp izlemeye başladı, her manevrasını takip edebiliyordu. Turuncu ışık üç sarhoşuda lime lime ettikten sonra, yokoldu ve bir kabza görünür oldu. Onu tutan simsiyah bir cübbe içinde adam belirdi karşısında. Bu kişi, çetenin liderinin ta kendisiydi! Qwwria şaşkın bir ifade ile liderine, eğitmenine bakarken, gizemli adam pis pis sırıtarak, " Senin uyuyor olman gerekmez miydi? Her neyse artık ne olduğumu biliyorsun, ben bir sentinelim. Ama onursuz bir sentinel. Kendi yolunu çizmiş bir sentinel. Gel benimle! " dedi ve yürümeye başladı. Qwwria'nın gözünün önünde ilk defa cinayet işlenmiş olması sebebiyle, yüksek bir korku eşliğinde liderinin peşine düştü. Daha önce defalarca geçtiği bir köşeye doğru gidiyorlardı. O köşe her zamanki gibi kapkaranlıktı ve Gizemli adam, bir bidona tekme attı. Tekmeyi atar atmaz hafif bir ses duyuldu. Karanlıktaki bir duvar, çok zor seçilecek şekilde deliğe dönüştü. Eşikten geçtiler...

Bölüm -3

Kılıcın Kuvveti - Force of the Saber

İçeri girdiklerinde, garip bir laboratuvar kokusu vardı. Sehpanın üzerinde bir takım yazılar vardı. Bazılarınında üstünden geçilmişti. Gizemli adam sehpaya doğru ilerliyordu. Qwwria'da peşinden geliyor ve etrafı inceliyordu. Etrafa bakarken gözü duvara takıldı. Sapsarı gözleri olan bir Kel Dor portresi asılıydı. Adam, " gel yanıma, oyalanmayı bırak! " dedi. Qwwria paniklemiş durumdaydı hala. Usulca yanına gidip oturdu. Sehpanın üzerinde bir çakı vardı. Notlara şöyle bir göz attı ve üstünde yazanların birer isim soyisim olduklarını gördü, sayfanın tamamı isim doluydu. bunlardan beş, altı tanesi karalanmamıştı. Gizemli adam Qwwria'nın dikkatini çekmek için "HEY!" diye seslenip, cübbesini çıkardı. Sapsarı görmüş olduğu portredeki Kel Dordu bu. Qwwria'nın gözlerine bakarak " Çok az kişi benim kim olduğumu bilir. Sen olduğundan daha hızlı görebiliyorsun, bu yeteneği sezdim sende. " dedi. Qwwria'nınsa ağzını bıçak açmıyordu. O gördüğü üçlü cinayetin etkisinden kurtulamamıştı. " Benim adım Malf. " dedi gizemli adam. Qwwrian, " bu isim.. bir suç lordunun ismi değil miydi? " dedi. Malf ise sadece evet manasında kafasını salladı. " Anladım! O yüzden her çıkardığımız kavgada insanlar senden korkuyorlar! " dedi Qwwria. " Hem evet, hem değil. " dedi Malf ve sözlerine devam etti, " Çünkü genelde öldürdüklerim, benim kim olduğumu bilmeden ölüyorlar. Ama hepsi ölmeden önce beni görüyorlar. ". "Ee, peki neden korkuyorlar o zaman ölmeden önce? " diye soracak oldu Qwwria. Malf hemen yapıştırdı " Evlat, savaşırken, kin ve nefretin senin gücünü belirler. Fakat kini asla sinire dönüştürmemelisin. Dönüştürürsen ölmeye mahkumsundur.". Qwwria, " Anladım sanırım." diyebildi. Malf, elindeki kabzayı Qwwria'ya uzattı. " Al bunu. Bir dene bakalım, Hızlılar için yapılmış özel bir kılıç kabzasıdır bu. " dedi Malf. Qwwria elini uzattı ve kabzaya dokunur dokunmaz, bir elektriklenme oldu ve fırlatmak zorunda kaldı kılıcı. Malf pis pis sırıtışı ile " Hmm, kabza seni reddetti. Onun için yeteri kadar iyi olmadığını düşünüyor.. Üzülme sana başka bulurum tamam mı? " dedi. Qwwria çaresizce kabul etti. Malf " Bak ne diyeceğim, bundan sonraki gece avına seni de çağracağım ve birlikte sana kurbanımızın kılıcını alacağız. Olur mu? ". Qwwria ise hala çaresiz bir biçimde evet manasında kafasını sallıyordu. " Hadi toparlan, gün ağırmak üzere, bizimkiler uyanmak üzeredir şimdi. Hiç bir şey çaktırma onlara tamam mı? " dedi Malf. Kafasını sallamaya devam ederken ancak, " Peki efendim. " diyebildi Qwwria. Yarıktan dışarı çıktı ikiside. Qwwria yatağı olan çöplerin arasındaki gazete kağıtlarına çullandı. Crime Lord Malf'ta gözden kayboldu.

Bölüm -4
Kılıcın Kuvvetinin Laneti - Curse of the Forced Saber

YAZIM AŞAMASINDA..


Erdem Sevinç
Tamamen El Yapımı ©️
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Adventure Series of Qwwria
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TDOF CLAN FORUMU :: Genel :: RP-
Buraya geçin: